Emine Akbucak’ın sanatı, insanlık, doğa ve ışık ile zamanın görünmeyen güçleri arasında bir diyalogdur. Fotoğraf, film ve tiyatro aracılığıyla, hem çevresel gerçeklikleri hem de formun soyut güzelliğini keşfeden derin duygusal ve görsel olarak etkileyici anlatılar örer. Sanatı, güçlü bir manifesto niteliği taşıyan Kıyıya Vuranlar serisi gibi acil, performatif yorumlarla; Işık-Zaman-Mekan projesinde görülen mimari ve şeffaflık üzerine dingin, biçimsel araştırmalar arasında zarifçe hareket eder. Emine’nin çalışmaları hem kişisel hem de kolektiftir: derin bir ekolojik bilinç, ışığın mekânı şekillendiren etkisine duyulan hayranlık ve disiplinler arası işbirliğine adanmışlık yansıtır. İster aktivist hareketleri belgeleyerek, ister samimi kısa filmler yöneterek, ister sahne için ışık tasarımı yaparak olsun, eserleri doğayı insanlığın bir yansıması olarak gören duyarlı ve sorgulayıcı bir ruhla birbirine bağlanır.
EMİNE AKBUCAK
1975 yılında Yozgat, Türkiye’de doğdu. Marmara Üniversitesi Radyo TV Sinema Bölümünü bitirdi ve Şahika Tekand Stüdyo Oyuncuları'nda tiyatro eğitimi aldı. 2004 yılında ilk kez fotoğrafla tanışan sanatçı, fotoğraf çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.
Kişisel Sergiler
2012 - Dioptrics, Galeri Artist Çukurcuma İstanbul, Türkiye
2009 - Yansımalar, Cemal Reşit Rey Sergi Sarayı İstanbul, Türkiye
2009 - Yansımalar, Fransız Kültür Merkezi İstanbul, Türkiye
2008 - Yansımalar, Signature Art Gallery İstanbul, Türkiye
Karma Sergiler
2016 - Dioptrics, Fotoİstanbul, fotoğraf festivali, İstanbul, Türkiye
2014 - Dioptrics, Yansımalar, Mixer Galeri, İstanbul, Türkiye
2013 - Köprüden Köprüye, Galeri Oda İstanbul, Türkiye
2013 - Dioptrics, Cemal Reşit Rey, Türkiye-Kore Çağdaş Sanat Sergisi
2012 - Uyanış Anı, Saint Joseph Lisesi, İstanbul, Türkiye
2012 - Yansımalar, Marjinart Galeri, İstanbul, Türkiye
2012 - Çevre ve İnsan, Terra Di Sud, Bari, İtalya
2011 - Çocuk Var, Marsilya, Fransa
2011 - Üç Kadın Üç Profil, İstanbul, Türkiye
2011 - Yansımalar, 21 Sanatevi, İstanbul, Türkiye
2011 - 1 kHz, Terra Di Sud, Bari, İtalya
2010 - Yansımalar, Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi Ankara, Türkiye
Filmografi
2017 - Tutulma, kısa film (15’)
2011 - 1 kHz, video-art (2’30”)
2011 - Kızkardeşimin Düğünü, belgesel film (90’)
2007 - Küçük Adam, kısa film (6’)
Basın-Yayın
2014 - Köprüden Köprüye, e-dergi Fotografya
2013 - Dioptrics, Kore-Türkiye Çağdaş Sanat Değişimi Sergi Kataloğu
2013 - Dioptrics N°2, That Magazine dergisi
2011 - 3 Femmes 3 Profiles, 1. İstanbul Yaz Sergisi Kataloğu
SAYDAM TEFEKKÜR - SU
Bu fotoğraf serisi, Şems-i Tebrizi’nin sade ama çok katmanlı çağrısına kulak veriyor: “Suya bak.” Bu söz, yalnızca bir yüzeye bakmayı değil; yansıyanı, yitip gideni, dalgalananı ve duruluğu aynı anda görmeye bir davettir. Bu sergideki kareler, suyun doğasını olduğu kadar, insanın iç dünyasını da anlamaya çalışan bir tefekkürün izlerini taşır.
Saydamlık bu serinin temel kavramıdır. Ancak burada kastedilen yalnızca optik bir özellik değil, aynı zamanda bir varoluş biçimidir. Tıpkı su gibi… İçindekini gizlemeden gösteren, ama aynı zamanda dalgasıyla, kırılmasıyla, akışıyla hakikati dönüştürerek sunan bir arayıştır bu. Fotoğraflar, sadece doğanın yüzeyini değil, insan ruhunun da derinliklerini yansıtan soyut formlarla izleyiciyi baş başa bırakır.
Sanatçı olarak suya yönelmem, yalnızca biçimsel değil, aynı zamanda varoluşsal bir araştırmadır. Çünkü su, yaşamın ilk ve vazgeçilmez kaynağıdır; evrendeki her şeyin başlangıcında onun izi vardır. Bu nedenle, fotoğrafla suya bakmak, aynı zamanda hayata, varoluşa ve yaratılışın özüne bakmak anlamına gelir. Suyun taşıdığı hayat verici nitelik ile onun saydamlık metaforu arasında gidip gelen bu görsel anlatı, bir ruhsal arayışı da içinde barındırır.
Modern dünyanın gürültüsünde saydamlığı, sadeliği ve içe dönüşü kaybeden insan için bu seri, bir duruş önerisi olabilir: İçi dışı bir olmak. Sahici bir varoluşa alan açmak. Görünenin ötesine bakmak. Tıpkı bir su birikintisinin içinde gökyüzünü görmeye çalışmak gibi.